tablet ekran tamirinden islam bilgisi66
tablet ekran tamirinden islam bilgisi66 evet ben ve tablet ekran tamiri bugün sizler icin hazırlagımızı güzel yazılarımızı sizlere sunarak ve sizin icin tablet ekran tamiri diyorki Dünyâ sevgisi insanı iki cihânda helâke, ondan yüz çevirmek ise saâdete götürür.
Resûl-i ekrem (s.a.v.); Kendisine susmak ve zühd verilen bir kimseyi gördüğünüz vakit, ona yaklaşın. Zira o, hikmet telkin eder buyurmuştur. Allahü teâlâ da Kur’ân-ı kerîmde meâlen; Herkime hikmet verilmişse, ona çok hayır verilmiştir buyurmuştur. (Bekara sûresi; 269) İslâm âlimleri bu hadîs-i şerîf ve âyet-i kerîmeyi: “Kırk gün dünyâdan yüz çeviren zâhidin kalbine, Allahü teâlâ nehirler gibi hikmet akıtır ve diline hikmetli sözler söyletir.
Eshâb-ı kirâmdan (r.anhüm) biri şöyle anlatır; Resûl-i ekreme (s.a.v.); "İnsanların hayırlısı kimdir?" diye suâl ettik. Kalbi mahmûm, dili doğru olan kimsedir buyurdu. Biz; “Kalbi mahmûm ne demektir?” dedik. Takvâ sâhibi olan, gıll ü gışşı, kin ve çekememezliği bulunmayan temiz kalbdir buyurdu. Bunun üzerine biz tekrar; “Bundan daha hayırlı olan kimdir?" diye sorduk. Peygamber efendimiz (s.a.v.); Dünyâyı kötüleyip, âhıreti sevendir buyurdular ki, bu da ancak zühd sâhibinde bulunur.Sahâbeden bâzısı, Tâbiînden olanlara; “Sizin ibâdetiniz sahâbenin ibâdetinden çoktur. Fakat onlar, sizden daha üstündür. Çünkü dünyâda sizden daha zâhid idiler” dediler. Ömer (r.anh) buyurdu ki: “Dünyâda zühd, hem kalb, hem beden rahatlığıdır." İbn-i Mes' ûd (r.anh); “Zâhidin iki rekat namazı, zâhid olmayanların ömrünün sonuna kadar olan ibâdetlerinden faziletlidir" ve Sehl-i Tüsterî de; “Amelin ihlâsla olması, dört şeyden korkmadığın zaman mümkündür: Açlıktan, susuzluktan, fakirlikten ve hakîrlikten" buyurmuştur.Rivâyete göre, İslâm fütûhâtı genişleyip İslâmiyet etrâfa yayıldığı ve hazîne, ganîmet malları ile dolup taştığı vakit, Hz. Ömer’in kızı Hafsa (r.anhâ) babasına; “Etrâftan ziyâretçile-rin geldiğinde, kıymetli ve ince kumaşlar giy, emret de güzel yemekler yaptır. Sen de ye, misâfirlerine de yedir" dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle buyurdu; “Ey Hafsa! Hiç kimse kocanın hâlini hanımından daha iyi bilemez. Sen, Resûlullah’ın (s.a.v.) zevcesi olduğun için, O’nun hâlini herkesten iyi bilirsin. Bu kadar yıl kavmi arasında bulundu. Hiç bir vakit hem akşam, hem sabah karnı doydu mu? Akşam buldu ise sabah, sabah buldu ise akşam bula-mişti. Sonra da o sofranın kı daha alçak bir şey üzerine ve; sini emretmemiş miydi? Yine5 ririm. Resûl-i ekrem, geceleri yatarken, bir gece bu aba c vakit sabaha kadar uyanı gece ibâdetimden alıkoyı ikiye indirin** demedi 1 yeminle sorarım. Resûl-i ekreı şeyi yıkamak için çıkardığı sır gelip de “Namaz" diye sesler cek başka elbisesi olmadığı i^ kadar o elbiseyi beklediğini Yine yeminle sorarım. Zafer kadın, Resûl-i ekreme, iki parç hazırlamıştı. Bunlardan bi henüz tamamlanmadığı için bir kısmını önce gönderince, sâde ona bürünerek namaz başka giyeceği olmadığı için ı bağladığını bilmiyor musun?" sözlerinden sonra, Hafsa (r.aı etti ve her ikisi de kendilerir kadar ağladılar.
îsâ aleyhisselâm zühd sâhi ileri idi. Birgün îsâaleyhisselâr yastık yerine bir taş koyup yata mak istedi. O anda iblîs yanır îsâ) Sen dünyâ malından bir ş söylemez miydin? Şimdi başın dünyâ malı değil midir?" dedi lâm, bunu işitince, kalktı ve o t) iblîsin üzerine fırlattı, sonra; “Ey ile birlikte bu da senin olsun, { Mu’temir bir Süleymân şö^ aleyhisselâm,bir gün eshâbınıı Üzerinde yünden cübbe, elbise vardı. Yalın ayak idi. Ağlıyordu, mış, açlıktan yüzünün rengi san ten dudakları kurumuş bir hâldi şöyle dedi: “Esselâmü aleyküm lan! Ben, Allahü teâlânın izni değerini düşürür, ona lâyık mu sini söylerim. Bunu kendimi öğünmek için söylemiyorum.gogsu geniş, avuçlarının içi geniş, bakmak isteyince bütün bedeni ile dönen, yürüyünce sanki taşlık bir yerden yürüyor ve yukarıdan aşağı iniyormuş hissini veren, yüzündeki ter, inci tâneleri gibi olup, kendisinden misk, kokusu yayılan, kendinden önce ve sonra misli görülmemiş *ve görülmeyecek olan, boyu, huyu, kokusu güzel, hanımı çok, nesli az, nesli ancak mübâreklerden olan bir şanlı peygamberdir. Cennet’te bir sarayı vardır. Onda sıkıntı ve gürültü yoktur. Benim katımda öyle bir yeri vardır ki, insanoğlundan oraya ulaşan kimse yoktur. Sözü Kur'ân, dîni îslâm’dır. Ben ise Selâm’ım. Tûbâ, O’nun zamânına ulaşıp, O’nun günlerini görüp, sözünü dinleyenlerin, O’na tâbi olanlarındır"
ı utlunundu tm, oc?/ı /\njnea ım. ihVyim ki, Allahü teâlâ benimle 9ok eder. Ben Hâşir*im ki, halk, ?t günü benim izimce haşroluna-Ben Âkıb*ım (Sonuncuyum) ki, ı sonra peygamber yoktur.** lamberlerin hepsi, Muhammed aley-nın geleceğini haber vermişlerdir. îsâ elâm da, O’nun gelmesinin çok yakın lu müjdelemiştir. Bu sebeple, peygam-;inde, ümmetlerine Muhammed aley-ımdan en çok bahseden îsâ elâm olmuştur. Resûlullah efendimiz lâ ile olan yakınlıklarını, hadîs-i şerîfle-lyân buyurmuşlardır, ammed bin Ishâk, Sevr bin Yezid’den, bin Ma’dân’dan, o da Resûlullah’ın Ishâbından alarak şöyle dedi; “Eshâb-ı ıleyhimürrıdvân) dediler ki: "Yâ Resû-ize kendinizden haber verir misiniz?" j ki: **Ben, ceddim îbrâhim*in \m. Kardeşim îsâ*nın müjdesi-nnemin ise rüyûsıyım. O bana iken Şam saraylarını aydınla-r nurun kendinden çıktığını Mü.amberlik, İsrâiloğulları içinde îsâ alâma ulaşınca, onlar arasında kalkıp; )eygamberlik, İsrâiloğullarında son lundan sonra peygamberlerin mutlak ısu olan nebî, Arabî, ümmî Ahmed ir. O, Muhammed bin Abdullah bin jttalib bin Hâşim olup, Halîlullah Ibrâ-^hisselâmın oğlu ismâirin (aleyhisse-ılindendir” buyurdu bin Bişr (r. aleyh), senetleri ile Ebû den bildirir; Allahü teâlâ, îsâ bin e vahyedip buyurdu ki: “Ey îsâ! Emrimi etirraeye çalış. Sakın gevşeklik gös-y çok temiz, iffetli hanımın oğlu, dinle ît! Seni âlemlere, âyet, alâmet olarak Bana ibâdet ve tevekkül eyle! Kitâbı !ut, onu açıkla! Onlara beni anlatırken, laydır, hiç zevâl bulmaz de! Ümmî, ygamberi, deve ve tâc (sarık), kaftan, kılıç sâhibini tasdik
Hişâm bin Ammâr, Velîd bin Müslim’den, o Abdürrahmân bin Zeyd’den, o da babasından (r. aleyhim) şöyle bildirir: Hazret-i îsâ; "Yâ Rabbî! Bu merhûme ümmetten bana haber ver” dedi. Allahü teâlâ da buyurdu ki: "Ahmed’ in (salallahü aleyhi ve sellem) ümmetidir. Peygamberler gibi âlim ve hakîmlerdir. Onlara az bir şey versem, benden râzı olurlar. Ben de az bir amelleri sebebiyle onlardan râzı olurum. "Lâ ilâhe illallah" demeleri ile onları Cennet’e sokarım. Ey îsâ!. Cennet’te bulunanların çoğunu onlar teşkil eder." Bunu, ibn-i Asâkir rivâyet etti.Yine Ibn-i Asâkir senedleri ile bildiriyor ki: Allahü teâlâ îsâ aleyhisselâma vahy edip buyurdu ki: “Ey îsâ! En çok düşündüğün, en fazla kıymet verip aziz tuttuğun şey, benim emir ve yasaklarım olsun. Onlara tam uy. Ahı-retirı için benim rızâmı azık tut. Nâfile ibâdetlerle baria yaklaş ki, seni seveyim. Benden başkasına dönme. Ziyân edersin. Belâlarıma sabr et. Kazâma râzı ol! Senden râzı ve mem-nûn olmama çalış. Benim memnûniyetim ve rızâm, itâat etmeye (bağlıdır.) Isyâna değil. Bana- yakın ol. Zikrimi dilinde devamlı et. Muhabbetim kalbinde olsun, ömrünün hiç bir ânı gaflet ile geçmesin. Beni arayıcı, bana koşucu ol. Kalbin, haşyetimden ölecek gibi olsun.tablet ekran tamiri sizler icin hzırladı ve sundu.
tablet ekran tamiri, tablet ekranı tamiri, ipad ekran tamiri, ipad tamiri, lcd ekran tamiri,
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder